
Santa Croce Meydanı'na açılan küçük bir sokakta, İskoçya'dan yolu Toscana'ya düşmüş Gardner Ailesi'nin küçük, leziz bir trattoriası var. Trattoria Baldovino... Kendi üretimleri olan Bordoni şarabı ve pizza denemek için küçük bir ipucu. (http://www.baldovino.com/)

Leonardo da Vinci ve Michelangelo'nun yetiştiği bu şehir, Arno Nehri'nin iki yakasını birleştiren köprüleri, meydanları, cafeleri ile her mevsim ayrı güzel. Yine Ferragamo Ailesi tarafından kurulmuş ve bugün binlerce ziyaretçi tarafından gezilen "Ayakkabı Müzesi" oldukça ilgi çekici.Ferragamo'ların ilk modellerinden bugünkü modellerine kadar yüzlerce ayakkabıyı ve tarihini aynı anda izlemek ve öğrenmek mümkün. Bayan Hepburn'a yıllarca ölçüsüne göre özel olarak elde yapılan ayakkabıları gemi ile Amerika'ya gönderilirmiş ve ayakkabıların ölçüsü her zaman hiç hatasız olurmuş.
www.salvatoreferragamo.it
İtalyanların deyimi ile Firenze marka bir şehir, modada marka, lezzette marka, sanatta marka, yaşam stilinde marka, turizmde marka...Daha pek çok alan sayabiliriz, bir şehrin dünya markası olması ve bir çağa damga vurmuş devrimler, sanatçılar, modacılar ile anılması büyük şans.Daha da önemlisi tarihi dokunun bozulmamış olması ve Toscana Güneşi'nin yüzyıllardır aynı sıcaklıkla parlaması.
Benim önerim Piazza Republica'da, Cafe Gilli'de bir akşam üzeri espresso saati... Gigli'ye gitmeden önce hemen arka sokakta yer alan Edison Kitapevi'ne uğrayarak şehrin tarihi ile ilgili bir kitap seçebilir ve yüzlerce güvercini izleyerek şehri günbatımında izleyebilirsiniz.
Bir sonraki yazımda Toscana Güneşi ve Cortona...